Kentlerde yürümeye öncelik verilmesi hayat kurtarıyor

Arabalar yerine yayalara öncelik tanınması herkes için faydalı oluyor.

Arabalar, zarar görmeye açık insanları yaralıyor. Her yıl trafik kazalarında çoğu düşük gelirli ülkelerden olan, yaklaşık 1,3 milyon insan hayatını kaybediyor. Kentler geniş, hıza müsait ve araba odaklı sokaklar tasarlamayı sürdürürse yıllık can kaybının 2030’a dek neredeyse ikiye katlanacağı düşünülüyor.

Streetsfilm’in hazırladığı yeni bir videoda, arabaya boğulmuş büyük kentlerin bile kent sakinlerine yürüme hakkını iade etmek adına önemli adımlar attığı; önceliğin yayalara verildiği; araç rotalarına kıyasla daha kestirme ve daha güvenli yürüyüş ağları inşa edildiği anlatıyor.

Esin verici örnekler var. Mexico City’nin merkezi 2012’de geniş çapta yayalaştırıldı. İşlek pek çok sokak arabalara tamamen kapatıldı. Günümüzde de geniş kaldırımlar ve bisiklet parkurlarından oluşan bir yol ağıyla, araba kullanmayanlara olanaklar sunuyor. En etkileyici örnek Hindistan’daki Chennai herhalde. Kentin yerel yönetimi, mali politikaları tamamen değiştirerek ulaşım bütçesinin %60’ını yürüme konusuna ayırdı.

Ulaşım ve Kalkınma Politikaları Enstitüsü (ITDP) tarafından sağlanan verilerle hazırlanan video, trafik kazalarına bağlı can kayıpları krizini küresel bir perspektifle ele alıyor. Trafik kazalarına bağlı ölüm oranlarının en yüksek olduğu yerler, gelişmekte olan ve sakinlerinin çoğunluğunun araç sahibi bile olmadığı ülkeler. Arabalar dünya genelinde genç ölümlerinin de başlıca nedenlerinden.

Geçtiğimiz on yıllar içinde varlıklı ülkelerin çoğunda, trafik kazaları kaynaklı can kayıplarında anlamlı oranda azalma görüldü. Fakat ABD’de aynı oranda azalma olmadı ve can kayıpları son yıllarda yeniden artmaya başladı. Genel olarak ise ülkedeki trafik kazalarına bağlı can kayıpları 1970’lere kıyasla çok daha düşük seviyede seyrediyor. Uzmanlar bunu, emniyet kemeri kuralları gibi güvenlik yönetmeliklerine bağlıyor genellikle.

Oysa ITDP’nin küresel iletişim direktörü Jemilah Magnusson, can kayıplarının azalmasını farklı şekilde değerlendiriyor. Yürüyenlerin zamanla sürücü olduğunu söylüyor. “ABD’de yaya ölüm oranı epey yüksekti. Ve bu, insanların arabalara yerleştirilmesiyle ‘çözüldü’,” diyor. “Dolayısıyla ortam yayalar için daha da tehlikeli artık.”

Magnusson, ABD kentlerinde olumlu pek çok değişiklik olduğunu, yeni yürüme yolları tasarlandığını, bisiklet paylaşım sistemlerinde artış görüldüğünü ve özellikle genç insanların arabalara yönelik tutumlarında değişiklik yaşandığını söylüyor. Kentler sokakları yayalara göre yeniden tasarladıkça daha çok kişinin yürüdüğü ve can güvenliğinin arttığı görülüyor.

Magnusson, New York City’de bulunan ve pek çok yayanın ve bisiklet sürücüsünün orada hayatını kaybetmesinden ötürü “ölüm bulvarı” diye anılır olmuş Queens Bulvarı’na değiniyor. “Bulvar 2014’te yeniden tasarlandığından beri can kaybı yaşanmadı,” diyor. Bu proje, kentteki trafik kaynaklı can kayıplarının yüzyılın en düşük seviyesine inmesini sağlayan kapsamlı Vision Zero kampanyası çerçevesinde gerçekleştirilmiş. Magnusson bu tür bir değişimin istisna kalmaması gerektiğini de vurguluyor. “Tek bir sokakla kalmamalı, tüm kente yayılmalı.”

Alissa Walker’ın 31 Ocak 2018’de Curbed’de yayımlanmış yazısından çevrilmiştir. 

Yazının orijinal linki: https://www.curbed.com/2018/1/31/16952856/walking-traffic-deaths-pedestrian-streets

 

Yayım tarihi
Genel olarak sınıflandırılmış

1 yorum

  1. Ne güzel anlatmışsınız, içim ısındı. Bozcaada çok güzel bir yer. Ama orada yaşamak bambaşka bir şey. Siz anlatınca hem heves ediyor insan hem de kolay olmadığını anlıyor. Sevgiler

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.